top of page

Search Results

41 results found with an empty search

  • İş Ve Sosyal Güvenli̇k Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Davaları ​ İş hukukunu işçi, işveren ve devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen ve inceleyen bir hukuk dalı olarak tanımlamak mümkündür İş hukuku, işçi haklarını, çalışma koşullarını, işçi ücretlerini, işçi sendikaları ve işveren-isçi ilişkilerini düzenler. İş hukukunu bireysel ve toplu iş hukuku şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. Bireysel iş hukuku işçilerin işverenler ile ilişkilerini düzenlerken, toplu iş hukuku ise işçi ve işverenlerin oluşturdukları sendikalar arasındaki ilişkileri düzenlenmektedir. İş uyuşmazlığı, işçi ile işveren arasında iş sözleşmesine bağlı olarak iş ilişkisi sebebi ile çıkan uyuşmazlıktır. Bir ya da birden çok işçi ile işveren arasında ortaya çıkan iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık, bireysel iş uyuşmazlığıdır. İşçilerin kollektif hakları ile, sendikal örgütlenme, toplu pazarlık ve toplu sözleşme süreci ile ilişkilendiği takdirde, toplu iş uyuşmazlığı olarak adlandırılır. İş hukukunun ulusal ve uluslararası kaynakları olarak; iç hukukumuzda 4857 sayılı İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu temel kaynaklar arasında yer almaktadır. Uluslararası kaynakların oluşumunda ise Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO), Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğinin önemli katkıları bulunmaktadır. Özellikle Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) oluşturduğu uluslararası sözleşmeler iş hukukunun önemli kaynakları arasında yer almaktadır. İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk İş hukukunda, işçi ve işveren arasındaki yıllık izin ücreti, fazla çalışma (fazla mesai) ücreti, maaş ve benzeri işçilik alacakları ile ihbar tazminatı, kıdem tazminatı ve benzeri tazminatların ödenmemesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda 01.01.2018 tarihinden itibaren arabuluculuk yoluna başvurma zorunlu hale gelmiştir. (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3). İşe İade Davalarında da Arabuluculuk Zorunludur: İşe iade davaları, iş sözleşmesinin hukuka aykırı feshedilmesi halinde işçinin işine geri dönmesini sağlayan bir iş davası türüdür. İşçi, iş akdi feshedildikten sonra işe iade davası açmadan önce uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözülmesi için arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk ancak tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri konularda mümkündür. Daha açık bir ifadeyle; kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda taraflar arabulucuya gidebilirler. Tarafların sözleşme konusu yapamayacakları konularda örneğin ceza davalarında, nüfus kaydına ilişkin davalarda veya çocukların velayetine ilişkin davalarda arabuluculuk mümkün değildir. ​ ARABULUCULUK SÜRECİNDE AVUKAT DESTEĞİ ​ Avukatların kişileri, Arabuluculuk süreçlerinde etkili ve yetkin olarak temsil etmesinin önemi büyüktür. Sistemin sağlıklı, güvenli etkin ve verimli bir şekilde işlemesi için avukatların arabuluculuk müzakere masasında taraf vekili olarak yer alması hak kayıplarının önüne geçmektedir. Özellikle işçi ve işveren ilişkilerinde işçinin işveren karşısında zayıf konumda olduğu aşikardır. Kanunda, tarafların arabulucuya başvururken ve tüm süreç boyunca eşit haklara sahip oldukları düzenlenmiştir. Eşitliğin ön planda olması gereken bir ortamda, işçinin eşit düzeyde olması ve kendini rahatça ifade ederek haklarını talep etmesi arabuluculuk sürecinde ancak avukatla temsili halinde mümkündür. İş ve Sosyal Güvenlik uyuşmazlıkları iş mahkemelerinde, iş mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Başlıca iş davaları aşağıda sıralanmıştır. ​ İŞÇİ TARAFINDAN AÇILAN İŞ DAVALARI : ​ Kıdem ve İhbar Tazminatı Davaları İşçilik Alacakları Davaları (Maaş, ücret, prim, fazla mesai, yıllık izin ve tatil günleri alacakları) İşe İade Davaları İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarından Doğan Davalar İşçilerin yaralanma, ölüm ve iş göremezlik durumlarından doğan davalar İşçi ve üçüncü kişiler açısından işverenin kusursuz sorumluluğundan doğan davalar Mobing ve kötü niyet tazminatlarına ilişkin davalar Hizmet Tespiti Davaları SGK kayıtlarının düzeltilmesi davaları ​ İŞVEREN TARAFINDAN AÇILAN İŞ DAVALARI : ​ Menfi Tespit Davaları İhbar Tazminatı Davaları Eğitim Bedelinin Tahsili Davaları İdari Para Cezalarına İtirazlar ​ Trabzon İş ve Sosyal Güvenlik Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Bi̇li̇şi̇m Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Bilişim Hukuku Davaları ​ Bilişim Hukuku, teknolojik gelişmeler çerçevesinde teknik, ekonomik ve toplumsal alanlarda kullanılan bilginin, elektronik ve benzeri makineler aracılığıyla toplanması, işlenmesi, saklanması ve korunması ile bunlardan doğan ihtilafların çözümü ile ilgilenen hukuk dalıdır. ​ HİZMET VERDİĞİMİZ BİLİŞİM HUKUKU DAVALARI ​ Alan adı uyuşmazlıklarından doğan davalar, Erişim engelleme kararları, Web sitelerinin içeriğinin yayından kaldırılması, cevap ve düzeltme haklarının kullanılması, İnternet yoluyla işlenen hakaret, tehdit ve şantaj suçları, Bilişim sistemini bozma ve engelleme suçları, Bilişim sistemindeki verileri değiştirme, bozma, kopyalama ve yok etme suçları, Banka ve kredi kartların kötüye kullanılması suçu, Diğer bilgisayar, bilişim ve internet suçları. Mesafeli alım-satım sözleşmeleri, Kişisel verilerin korunması ve kişisel bilgi kullanımı amaçlı teyitler, Reklam amaçlı ya da diğer önemsiz e-posta trafiği, Kişisel ya da kurumsal sistemlere yönelik haksız fiiller (hacking), Alan adı ve hizmet sağlayıcı işlemleri, erişim engelleme kararları ​ Trabzon Bilişim Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Kadastro Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Kadastro Davaları ​ Kadastro Nedir ? Kadastro; ülke sınırları içerisindeki taşınmaz malların sınırlarının, arazi ve harita üzerinde belirlenerek hukuki durumlarının tespit edilmesi sonucunda Türk Medeni Yasası uyarınca tapu siciline tescil edilmesi ve hak sahiplerine tapu belgelerinin verilmesi işleminin bütünüdür. Ülkemizde yapılan veya halen yapılmakta olan kadastro çalışmaları sonucunda birçok hukuki ihtilaf meydana gelmektedir. Bu alanda en sık karşılaşılan sorun kadastro tespiti esnasında taşınmazların bir başkası (genellikle komşu yahut husumetli akraba) üzerine tapuda tescil edilmesidir. Hak sahiplerinin arazinin bulunduğu yerlerde yaşamamaları, yurt dışında olmaları gibi sebepler bu sorunları daha da artırmaktadır. ​ 1- Kadastro Tespitine İtiraz Davası (Kadastro Kanunu 10.md) ​ Kadastro tespitinden sonra, tespit sonuçları askıya asılmak suretiyle ilan edilmektedir. Bu askı cetvelleri kadastro müdürlüğünde ve muhtarlıklarda 30 gün süre ile askıda tutulur. Yapılan tespite itirazı olanları 30 günlük askı süresi içinde Kadastro Mahkemesi’nde Kadastro Tespitine İtiraz Davası açması gerekir. 30 günün geçmesi ile birlikte dava açılmamışsa kadastro tutanakları kesinleşir. ​ 2- Tapu İptali ve Tescil Davası ​ Kadastro tutanaklarının kesinleşmesinden sonra ancak Tapu İptali ve Tescil Davası açılabilir. Kadastro tespiti nedeni ile tapu iptali ve tescil davalarında 10 yıllık hak düşürücü süre mevcuttur. Bu tür davalar kadastro tespitinin kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre geçmeden açılmalıdır. ​ Kadastro Tespitinden 10 Yıl Geçtikten Sonra Dava Açılabilir mi? ​ Genel kural 10 yıl olmakla birlikte, bazı durumlarda 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra da dava açılabilmektedir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 01.04.2014 tarihli kararında; davayı açma hakkı bulunan kişinin (miras bırakan) kadastro tespitinden sonra, 10 yıllık hak düşürücü süre geçmeden önce ölmesi hâlinde mirasçılar tarafından açılacak tapu iptal ve tescil davasında 10 yıllık sürenin aranmayacağına hükmetmiştir. ​ Dava Kime Karşı Açılabilir? ​ Dava, tapuda kimin adına kayıt edilmişse ona karşı açılmalıdır. Uygulamada hatalı olarak; kadastro çalışmasını yapan kuruma, Tapu Müdürlüğüne karşı dava açıldığı da görülmekte olup; bu durum hukuken yanlıştır. ​ Öksüz Hukuk Bürosu olarak, hatalı Kadastro Tespiti nedeni ile yaşanan her türlü ihtilafta ve kadastro davalarında hukuki hizmet vermekteyiz. İletişim bölümünden bize ulaşabilirsiniz. ​ Trabzon Kadastro Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Spor Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Spor Hukuku Davaları ​ Spor Hukuku, sporun sureleri arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümüne, spor ahlakı ve ve hukukun genel ilkeleri çerçevesinde çözüm arayan hukuk dalıdır. Profesyonel sporcu sözleşmelerinin düzenlenmesi Disiplin Hukuku meseleleri 6222 sayılı yasadan kaynaklanan davalar Sporcu transferinden doğan davalar Sporcu sözleşmelerinden kaynaklanan hak ve alacak davaları Spor Kazalarından doğan hallerde tarafların temsili Dopingle ilgili yetkili birimlere itiraz ​ Trabzon Spor Hukuku Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Si̇gorta Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Sigorta Hukuku Davaları ​ Sigorta Hukuku, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmeleri ve bu sözleşmelerden doğan hak ve yükümlülükleri inceleyen, ticaret hukuku kapsamına giren bir özel hukuk dalıdır. Sigorta Poliçeleri ile ilgili alacak ve tazminat talepleri Mesleki Sorumluluk Sigortaları Davaları İş Kazaları Sigortaları Davaları Yönetim kurulu üyelerinin sigorta sorunları, Trafik kazalarına ilişkin tazminat talepleri, Hayat ve Maluliyet Sigortası davaları, Can Kaybından doğan sigorta davaları Yangından doğan iddialar, Hayat ve Maluliyet Sigortası, Tıbbi Uygulama Hatasına İlişkin Sigorta Davaları, Ferdi Kaza Sigortaları Davaları, Sigorta Poliçesi Kaynaklı Rücu Davaları ​ Trabzon Sigorta Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Avukatlık Danışma Hizmeti | Öksüz Hukuk Bürosu

    Arabulucu & Avukat Ayşe ÖKSÜZ ZIVALI TRABZON BAROSU DANIŞMA ONLİNE ÖDEME YARGI MASRAF AVUKATLIK ÜCRETİ YARGILAMA SÜRELERİ PRACTICE AREAS ÇALIŞMA ALANLARIMIZ HUKUK DAVALARI TAKİP İŞLEMLERİ CEZA DAVALARI İDARİ DAVALAR DAVA KONUSUNA GÖRE DAVA TÜRLERİ MEDENİ HUKUK GAYRİMENKUL HUKUKU TAZMİNAT DAVALARI DİĞER DAVALAR BOŞANMA/MAL PAYLAŞIMI VELAYET VE VESAYET MİRAS KOMŞULUK NÜFUS KAT MÜLKİYETİ TAPU İPTALİ VE TESCİL KADASTRO KAMULAŞTIRMA KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA MEN-İ MÜDAHELE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ TAZMİNAT TİCARET BİLİŞİM FİKRİ VE SINAİ HAKLAR İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK SİGORTA TÜKETİCİ İCRA/İFLAS SPOR SAĞLIK KİRA İDARE VE VERGİ CONTACT İLETİŞİM Çarşı Mah. Kahramanmaraş Cad. Bina No:39 Yıldırımlar İş Hanı Kat:3 No:37 Ortahisar / Trabzon Mobil : +90 505 886 11 93 Sabit Tel : +90 462 411 11 93 E-Posta : ayseoksuz@trabzon.av.tr SOSYAL MEDYA YASAL UYARI Bu sitedeki bilgiler hukuki tavsiye niteliğinde değildir. Site içeriği, hiçbir şekilde site ziyaretçileri ile Av.Ayşe Öksüz Zıvalı arasında vekil-müvekkil ilişkisi kurulmasına yönelik yorumlanamaz. BAĞLANTILARIMIZ ANASAYFAYA DÖN

  • Trabzon Kamulaştirma Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Kamulaştırma Davaları ​ Kamulaştırma, özel mülkiyete konu olan taşınmaz malların, tamamına yada bir kısmına, devlete ait kurum ve kuruluşlarca, kamu yararı ilkesi ve kanunda öngörülen esas ve usuller çerçevesinde, el konulması işlemidir. Yetkili idare kamu yararı var ise gerekli gördüğü taşınmazları kamulaştırabilir. ​ Kamulaştırma Süreci ​ Kamulaştırma yapmak isteyen kurum kamu yararı kararı aldıktan sonra tapu sicil müdürlüğüne yazı yazarak taşınmazın üzerine kamulaştırma şerhi konulmasını talep eder. Taşınmazın değerini tespit etmesi için kıymet takdir komisyonu, pazarlıkla satın almak üzere de uzlaşma komisyonu oluşturulur. Taşınmazın malikleri ile yürütülen pazarlık görüşmeleri sonuçsuz kalır ise idare mahkemeye başvurur. Kısaca kamulaştırma davası olarak adlandırılan kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açar. Kamulaştırma Türleri ​ Acele kamulaştırma: Kamu yararının gecikmemesi amacıyla, kanunda öngörülen şartların oluşması durumunda taşınmazın malikine karşı acele el koyma davası açılabilir. Mahkemenin acele el koyma kararından sonra kamulaştırmayı yapacak olan kurum satın alma usulü ile satın alma yoluna gider. Anlaşma olmazsa idare tarafından yine kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası açılır. İdare tarafından makul süre içerisinde bu davanın açılmaması halinde el konulan taşınmazın maliki tarafından kamulaştırmasız el koymadan dolayı bedel davası açılabilir. ​ Kısmı kamulaştırma: Kamulaştırmayı yapacak olan kurum bazen bir taşınmazın tamamını değil de bir kısmını kamulaştırabilir. Eğer bir kısmı kamulaştırılan taşınmazın kalan kısmının değerinde bir düşme meydana gelirse, bu kayıp kamulaştırma bedeline eklenerek malike ödenir. Bunun tam tersi olarak kamulaştırmadan dolayı kalan kısmın değerinde bir artış söz konusu olursa bu kez de bu miktar kamulaştırma bedelinden düşülür. ​ Trampa yolu ile kamulaştırma: Taşınmaz maliklerinin rıza göstermesi koşulu ile, kamulaştırılacak olan taşınmazın kamulaştırmayı yapan kuruma ait başka bir taşınmaz ile takas edilmesi suretiyle de kamulaştırma yapılabilir. ​ Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil Davası ​ Kamulaştırmayı yapacak olan kurum kamulaştırmayı satın alma usulü ile yapamaz ise taşınmazın malikine karşı yetkili asliye mahkemesinde dava açar. Bu dava, kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davası olarak adlandırılır. Mahkeme tarafından taşınmazın bedeli tespit edilir ve dava sonucunda bedeli malike ödenmesine, taşınmazın idare adına tesciline karar verilir. Kamulaştırma İşleminin İptali Davası ​ Kamulaştırma davası idare tarafından açılmakta olup; davanın konusu kamulaştırma bedelinin belirlenmesidir. Mülkünün kamulaştırılmasını istemeyen malikler idare mahkemesinde (bazı durumlarda Danıştay) Kamulaştırmanın İptali Davası açabilir. Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından Kamulaştırma Kanunu’nun 10 uncu maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir. ​ Trabzon Kamulaştırma Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Tazmi̇nat Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Tazminat Davaları ​ TAZMİNAT NEDİR? ​ Tazminat Davası, maddi veya manevi bir zararın oluşması karşısında işbu zararın giderilmesi için zarar verene karşı açılan davadır. Tazminat; zarar görene, zarar verenin ödemesi gereken bedeldir. Hukuk alanında çok geniş uygulaması olan hukuk dalına ise Tazminat Hukuku adı verilmektedir. ​ Tazminat Türleri : ​ Manevi Tazminat : Kişilik hakları ihlali sebebiyle uğranılan zararın tazmini için ödenen bedel. Maddi Tazminat : Zarar veren bir davranış nedeni ile kişi veya kurumların mal varlığında yaşanan eksilmeyi telafi etmek amacıyla ödenen bedel Tazminat davası; uğradığı fiilden dolayı maddi veya manevi zarar gören tarafından, zarara sebebiyet veren gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. ​ HİZMET VERDİĞİMİZ TAZMİNAT HUKUKU ALANLARI ​ İş Kazası Nedeniyle Tazminat Davaları (Ölüm, yaralanma veya kalıcı sakatlık doğuran iş kazaları) Ölümlü veya Yaralamalı Trafik Kazalarında Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Haksız Tutuklama Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Kişilik Haklarına Saldırı Nedeniyle Maddi Ve Manevi Tazminat Davaları Doktor Hataları (Malpraktis) Nedeni ile Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Meslek Hastalıkları nedeni ile Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Boşanma Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Destekten Yoksun Kalma Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Sözleşme İhlali Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Ceza Hukukundan Doğan Maddi ve Manevi Tazminat Davaları Tazminat hukuku; zamanaşımı süreleri, tazminat hesaplamaları, tazminat türleri bakımından dikkat ve özen gerektiren bir hukuk dalıdır. ​ Trabzon Tazminat Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Sağlik Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Türk Tabipler Birliği Etik İlkelerinin 13. Maddesine göre Malpraktis yani hekimliğin kötü uygulanması hali, “Bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeniyle bir hastanın zarar görmesi” olarak tanımlanmaktadır. Sağlık Hukuku, sağlık hizmetini sunan gerçek veya tüzel kişiler ile hizmeti sunan diğer kişileri denetlemekle görevli sorumlu en üst düzey kurum olan devlet ile bu hizmetin sunumundan faydalanan kişiler arasında, hizmetin sunumunda ortaya çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların tespiti ve çözüm yollarını içeren hukuk dalıdır. Malpraktis davaları ​ Trabzon Sağlık Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Tüketi̇ci̇ Haklari Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Tüketici Hukuku Davaları ​ Tüketici Hukuku, tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri alan ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendiren ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenleyen bir hukuk dalıdır. Tüketici Hukukunda Danışma Niteliğinde Hizmet ​ Tüketici Hukuku mevzuatına uyum sağlanması hizmetleri Müşteri ilişkileri, tip sözleşmeler konusunda müvekkilleri bilgilendirme Garanti belgeleri, etiket ve taahhütlerin hazırlanması Bayilik ve distribütörlük ilişkileri Tüketici taleplerinin değerlendirilmesi ve uyuşmazlıkların çözümlenmesi ​ Tüketici Hukuku Davalarında Avukatlık Hizmeti ​ Tüketiciler lehine Hakem Heyetine başvurulması Tüketici mahkemesinde dava açılması ve takibi Banka Tüketici Kredisi ve Kredi Kartı Sözleşmelerinden doğan Davalar Ayıplı Mal Davaları Ayıplı Hizmet Davaları ​ Trabzon Tüketici Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Araç Değer Kaybi Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    ARAÇ DEĞER KAYBI NEDİR? ​ Değer kaybı, trafik kazaları sonrası aracın değerinde meydana gelen azalma olarak ifade edilir.Araç değer kaybı aslen hasar alan ve bu hasar itibariyle onarım gören bir aracın, ikinci el piyasasındaki değerindeki azalmayı ifade eder. Kısacası, kaza geçiren ve hasara uğrayan ne kadar iyi tamir edilmiş olursa olsun, değerinde mutlaka bir düşüş yaşayacaktır. Bu düşüş, o aracın değer kaybını ifade etmektedir. Kaza sonrası araç, ne kadar iyi şekilde tamir edilirse edilsin, kazalı olması sebebiyle piyasa değerinde azalma oluşacaktır. Bu aracın, emsallerine göre alım-satım olasılığı azalacak ve düşük değere alıcı bulmak zorunda kalacaktır. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan kazazede, bu zararını karşı tarafın kusuru oranında karşı araç sürücüsü, işleteni veyaKarayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısından tazmin edebilir. Konu ile ilgili mevzuata bakıldığında Türk Ticaret Kanunu'nun 1409. maddesine göre; trafik kazası sonrasında değer kaybı oluşması halinde kusurlu olan taraf trafik sigortası, kaza dolayısıyla meydana gelen hasarı ve değer kaybını tazmin etmekle yükümlüdür.Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesine göre de aracın bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumludur. Araç değer kaybı hesaplanırken, birçok etken rol oynamaktadır. Bu etkenler; araç kilometresi, araç değişen parçası, aracın geçmiş hasar kayıtları vs. sıralanabilir. Ancak şunu belirtmek gerekir, kaza sonrasında yapılan bazı onarım bazı onarım işlemleri, araçta değer kaybı oluşturmaz. Bunlara örnek verecek olursak; araçta değişim yapılan farlar, jantlar, stoplar, silecekler, camlar ve tamponlar gibi onarım gerektirmeyen parçalar ile vidalı parçalardaki değişiklikler için araç değer kaybı tazminatı talep edilemez. Be sebeple araç değer kaybı davası açmadan önce konu ile ilgili bir uzman ile görüşerek, uzman eşliğinde yol almak önemlidir. ​ DEĞER KAYBI HESAPLAMA NASIL YAPILIR? ​ Araç değer kaybı hesaplanmasında birden fazla yöntem kullanılır. Bunlardan biri emsal araç kıyaslaması yapılmasıdır. Bu yöntemde aynı aracın, eşdeğer kilometredeki hasarlı halinin ikinci el piyasasındaki değeri göz önünde bulundurulur. Bu sebeple kazalı aracın ikinci el piyasasının oluşmuş olması gerekir.Bu tür değerlendirmelerde, aracın bu zamana kadar geçirmiş olduğu kazalar ve almış olduğu hasarlar nedeniyle önceden yapılan onarımlar önemlidir. Bunun yanı sıra uzman bilirkişiler tarafından aracın kilometresi, araçta değişen parçalar, aracın gördüğü işlemler esas alınarakTrafik Sigortası Genel Şartlarındaki Ek-1 Değer Kaybı Hesaplama Tablosu ’na göre hesaplama yapılmaktadır. Bu yöntem her ne kadar bize sonucu formülize olarak verse de araç üzerindeki diğer etkenler sebebiyle kesinlik taşımaktadır. Sonuç olarak;“Araç değer kaybı nasıl hesaplanır?” sorusu her araca, aracın geçmiş hasar kaydına ve kilometresine göre değişkenlik göstereceğini belirtmek mümkündür. ​ DEĞER KAYBI DAVASI NASIL AÇILIR? ​ "Araç değer kaybını kim öder?"veya"Araç değer kaybı kimden istenir?" gibi soruların cevabı için konu ile ilgili Türk Hukukundaki düzenlemeleri incelemek gerekir.Öncelikle araç değer kaybının kasko tarafından karşılanıp karşılanmadığı konusuna bakacak olursak; kaza nedeniyle oluşan araç değer kaybının tek araçtan ibaret olmayabileceğini vurgulamamız gerekir. Bir başka deyişle kazada sorumlu olan tarafın da aracında değer kaybı oluşmuş olabilir. Bunun yanı sıra trafik sigortası yalnızca tek bir kişinin araç değer kaybını karşılar; bu kişi de kazada sorumluluğu bulunmayan ya da sorumluluk oranı diğer tarafa göre daha az olan kişi olarak belirlenmiştir. Kazaya sebebiyet veren tarafın teminatı ise yaptırmış olduğu kasko sigortasıdır. Araç değer kaybı, kazada kusursuz olan tarafın kazaya sebep olan tarafından karşılanır. Araç değer kaybının karşılanması noktasında da zorunlu araç trafik sigortası devreye girer. Ancak bu kendiliğinden değil başvuru üzerine gerçekleşir. Kazada kusursuz taraf, aracın değerinin karşılanması için ekspertiz raporu alarak değer kaybına sebep olan tarafa dava açabilir. Araç değer kaybı tazmini söz konusu olduğu zaman bunu gerçekleştirmenin iki yolu olduğunu söyleyebiliriz. Bunlar; Dava yolu ve Sigorta Tahkim Komisyonu. Dava yolu ile değer kaybının tazmin edilmesi durumunda birden fazla durum ile karşılaşmak mümkün. Bunlardan biri, olayda tam kusurlu olarak nitelendirilen taraf, hasar gören aracın değerinde oluşan düşüş miktarında araç değer kaybı tazminat davası açabilme hakkına sahiptir. Başka bir deyişle karşı tarafın sigortasından veya karşı tarafın kendisinden araç değer kaybı talep edebilmek için her şeyden önce tam kusurlu olmamak gerekir. Bu noktada, kazanın oluşumundaki kusur durumu önem arz etmektedir. Keza kısmi kusur varsa, kusursuzluk oranda değer kaybı tazmini mümkündür. Kusur oranın tespitinde, bilirkişi danışmanlığına başvurmak sıklıkla başvurulan bir yoldur. Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvuru yapmak, araç değer kaybı tazmin yöntemlerinden bir diğeridir. 5684 sayılı Kanunun 30. Maddesi çerçevesinde oluşturulan Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta ettiren veya sigortadan menfaat sağlayan kişiler ile sigorta tahkim sistemine üye sigorta kuruluşları arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların, kolayca ve hızlıca çözülebilmesi için kurulmuş bir komisyondur. Sigorta Tahkim Komisyonu yalnızca trafik sigortalarına değil, her türlü sigorta uyuşmazlıklarını incelemektedir. Ancak daha öncede belirttiğimiz gibi, burada dikkate edilmesi gereken husus, hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulacak sigorta şirketinin Sigorta Tahkim Komisyonuna üye olması gerekmektedir. Ancak bunun da istinası Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısıdır. Değer kaybı için Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvurabilmek için belli başlı başvuru şartları ve bir başvuru usulü bulunmaktadır. Sigorta Tahkim Komisyonu'na başvuru gerçekleştirmek için öncelikle ilgili sigorta şirketine yapılan başvurunun tatmin edici olmaması, yetersiz olması ya da 15 gün içinde ilgili sorunun çözülememiş olması gerekir. Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuru yapılabilmesi için şikayet eden tarafın, bu konuda gerek dava yoluna gerekse sigorta Tahkim Komisyonuna aynı konu ile ilgili başvurmamış olması gerekir. Bununla birlikte, başvurucunun şikayetini sigorta şirketine yazılı olarak beyan etmiş olması ve olumlu sonuçlanmamış olması gerekmektedir. Eğer Sigorta Tahkim Kurulu'na yapılan başvuru olumlu sonuçlanırsa, hakkında başvuru yapılan sigorta şirketi zararı ödemek durumdadır. zorunluluğu ile karşı karşıya kalır. Uyuşmazlık tutarı, 5.000 TL'ye kadar olan hakem kararları kesindir ve onlara karşı itiraz edilemez. Uyuşmazlıkların Sigorta Tahkim Komisyonu'nca incelenmesinin en önemli avantajı, konusuna göre en fazla 4 ay içerisinde sonuca kavuşturulmasıdır. Araç değer kaybı konusunda da yine Sigorta Tahkim Komisyonu çokça tercih edilen bir yoldur. Ayrıca araç değer kaybı başvuru yapılabilmesi için dikkat edilmesi gereken bir nokta, araçtaki hasarlı parçaların daha önceden hasara uğramamış parçalar olması, onarım veya yenileme işleminden geçmemiş olması gerekmektedir. Aracın önceki kaza sonucunda değer kaybetmesi sebebi ile açılan değer kaybı davası itiraz sonucu reddedilir. Yargıtay kararına göre boya işlemine gerek duymadan değiştirilebilen far, silecek, jant ve cam benzeri parçalara değer kaybı uygulanmamaktadır. Bu sebeple de araç üzerinde gerçekleşen hasarın, daha önce değişen parçaların dışında gerçekleşmiş olması gerekir. ​ DEĞER KAYBI DAVA AÇMA SÜRESİ NEDİR? ​ Araç Değer Kaybı davası süresi konusunda mevzuat incelendiğinde; Borçlar Kanunu'nun 72. maddesine göre; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır”. Kısacası araç değer kaybı tazmin etme süresi, diğer bir deyişle dava açma süresi iki yıldır.iki yıllık sürenin başlangıcı; araç sahibinin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlar. ​ DEĞER KAYBI DAVASI İÇİN GEREKLİ BELGELER NELERDİR? ​ Değer kaybı davası açabilmek için bazı belgelere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz; Kazanın gerçekleştiği anda tutulan kaza tutanağı, hasar tespit tutanağı, araçların kaza sonrası çekilen, özellikle hasarı gösteren ve her açıdan çekilmiş fotoğrafları, aracın ekspertiz raporu ve aracın ruhsat başta olmak üzere tüm belgeleri. ​ DEĞER KAYBI DAVASI DİLEKÇESİ ​ Değer kaybı davası için yukarıda belirtilen belgelerin yanı sıra dava açmak için bir de değer kaybı davası dilekçe formu gerekmektedir. Bu dilekçeye kaza tutanakları ve diğer araç değer kaybı belgeleri eklenerek başvurulacak Mahkemeye veya Sigorta Tahkim Komisyonuna iletilmelidir. Araç kiralama ve benzeri masraflar varsa bunlara ilişkin belgeler de bu tutanak ile birlikte sunulmalıdır. Araç değer kaybı dilekçesi belli bir yazılış formatında olması gerekmekle birlikte, içerisinde bazı unsurları barındırması zorunludur. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz: Mahkemenin, davalının ve davacının adı, davalı ve davacının adresleri, davacının kimlik numarası, varsa tarafların kanuni temsilcilerinin ya da vekillerinin adı ve adresi, dava konusunun değeri, davacının iddiasına konu olan tüm vakaların açık özetleri, iddiaya konu olan vakaların hangi deliller ile ispat edileceği, dayanak gösterilecek hukuki sebepler ve açık ve net bir şekilde belirtilmiş talep sonucu. ​ DEĞER KAYBI DAVASI AVUKATI VE MAHKEMESİ ​ Değer kaybı davaları, ortalama olarak 9 ay ila 1.5 yıl arasında sonuçlanmaktadır. Değer kaybı davası söz konusu olduğu zaman bilinmesi gereken bir diğer husus, değer kaybı davasında görevli mahkeme hususudur. Araç değer kaybı davasına bakmakla yükümlü olan mahkeme, genel kurallara göre belirlenmektedir. Genel yetkili mahkeme ise davalı olan tarafın yerleşim yerindeki yetkili asliye hukuk mahkemeleridir. Ancak karşı tarafın, Sigorta Şirketi olması halinde Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkilidir.Herhangi bir yasal zorunluluk bulunmamakla birlikte değer kaybı avukat yardımı ile takip edilmesi, başvurucunun haklarını halel gelmeden ulaşması bakımından önemlidir. ​ Trabzon Araç Değer Kaybı Davaları Avukatı Arabulucu & Avukat Ayşe Öksüz Zıvalı / 0505 886 11 93

  • Trabzon Ti̇caret Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Ticaret Hukuku Davaları ​ Ticaret hukuku, hukukun, ticaretle ilişkili tüm mevzuatı kapsayan bir alt dalıdır. Bireyler ve şirketler arasındaki ticari ilişkileri düzenler. Hükümler, temel olarak Ticaret Kanunu’nda toplanmıştır (6102 sayılı yasa). Ayrıca Sermaye Piyasası Kanunu, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ticaret hukuku kanunlarındandır. Ticaret hukukunun genel kavramları; tacir, ticari işletme, ticaret sicili, ticaret unvanı, haksız rekabet, ticari defterler, cari hesap, ticari işler tellallığı, acentelik, ticaret ortaklıkları başlıklarında tanımlanır. Ticaret ortaklıkları kolektif, komandit, anonim, limited, kooperatif ortaklıklarıdır. Ticari Belgelerle ilgili hukuk, kıymetli evrak başlığında toplanmıştır. Düzenlenme biçimleri nama yazılı ve hamiline yazılı olur. Kıymetli evrak poliçe, bono, çek, emtia senetleri, taşıma senetleri türlerindendir. Ticari Sözleşmelerin Tanzimi Şirket Birleşmeleri ve Devralmaları Haksız Rekabet Davaları İflasın Ertelenmesi Davaları Türk Ticaret Kanunu’ ndan Doğan Sair İhtilafların Çözümü ​ Trabzon Ticaret Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

bottom of page