top of page

Search Results

Boş arama ile 40 sonuç bulundu

  • Trabzon Tüketi̇ci̇ Haklari Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Tüketici Hukuku Davaları ​ Tüketici Hukuku, tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri alan ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendiren ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenleyen bir hukuk dalıdır. Tüketici Hukukunda Danışma Niteliğinde Hizmet ​ Tüketici Hukuku mevzuatına uyum sağlanması hizmetleri Müşteri ilişkileri, tip sözleşmeler konusunda müvekkilleri bilgilendirme Garanti belgeleri, etiket ve taahhütlerin hazırlanması Bayilik ve distribütörlük ilişkileri Tüketici taleplerinin değerlendirilmesi ve uyuşmazlıkların çözümlenmesi ​ Tüketici Hukuku Davalarında Avukatlık Hizmeti ​ Tüketiciler lehine Hakem Heyetine başvurulması Tüketici mahkemesinde dava açılması ve takibi Banka Tüketici Kredisi ve Kredi Kartı Sözleşmelerinden doğan Davalar Ayıplı Mal Davaları Ayıplı Hizmet Davaları ​ Trabzon Tüketici Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Velayet Vesayet Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    VELAYET VE VESAYET DAVALARI ​ VELAYET NEDİR? Ana ve/veya babanın, reşit olmamış çocukları üzerindeki kanundan doğan eğitim, terbiye, temsil hak ve yetkisidir. TMK.335.md.sine göre ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Evlilik devam ettiği sürece; ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir. Velayet, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir. Ana ve baba evli değilse; velayet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmış ise hakim, çocuğun menfaatine göre vasi atar veya velayeti babaya verir. Velayetin kaldırılması : Hakim, çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, aşağıdaki hallerde velayetin kaldırılmasına karar verir. ​ Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, Velayet görevini yapabilecek anne yada baba yoksa vesayet kurumu devreye girecektir. Kanun gereği velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. ​ VESAYET VE VASİ ATANMASI NEDİR? ​ Vesayet, ergin kişilerin yada velayet altında bulunmayan küçüklerin şahsi ve maddi menfaatlerinin korunması amacıyla mahkeme kararı ile kısıtlanmasıdır. Vesayet altına alınan kişiye bir vasi tayin edilir. Vasi, vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür (MK m.403). Vesayeti gerektiren haller ve şartları Medeni Kanun 404, 405, 406 ve 407 maddelerinde tek tek sayılmıştır.,408. maddede ise kişinin kendi isteğiyle vesayet altına alınması düzenlenmiştir. ​ VESAYETİ GEREKTİREN HALLER ​ Medeni Kanun’a göre vesayeti gerektiren haller şunlardır: Yaş küçüklüğü, Kısıtlanma Hürriyeti bağlayıcı (hapis cezası) ceza alma, Kişinin kendi isteğiyle vesayet altına alınmayı talep etmesi. ​ VESAYET ORGANLARI VE VESAYET MAKAMI ​ Genel olarak vesayet organları, vesayet daireleri ile vasi ve kayyımlardır. Kamu vesayeti vesayet makamı ve denetim makamından oluşan vesayet daireleri tarafından yürütülür. Vesayet makamı, sulh hukuk mahkemesi; denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir. ​ Vesayet Makamından İzin Alınması Gereken Durumlar ​ Aşağıdaki hâllerde vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesinin izni gereklidir: ​ Taşınmaz alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması, Olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi, Olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işleri, Ödünç verme ve alma, Kambiyo taahhüdü altına girme, Bir yıl veya daha uzun süreli ürün ve üç yıl veya daha uzun süreli taşınmaz kirası sözleşmeleri yapılması, Kısıtlının bir sanat veya meslekle uğraşması, Acele hâller dışında, dava açma, sulh olma, tahkim ve konkordato yapılması, Mal rejimi sözleşmeleri, mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri yapılması, Borç ödemeden aciz beyanı, Kısıtlının hayat sigortası yapılması, Çıraklık sözleşmesi yapılması, Kısıtlının bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi, Kısıtlının yerleşim yerinin değiştirilmesi ​ VESAYET MAKAMININ İZNİNDEN SONRA DENETİM MAKAMININ DA İZNİ GEREKEN DURUMLAR ​ Aşağıdaki hâllerde vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesinin izninden sonra denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesinin da izni gereklidir: ​ Kısıtlının evlât edinmesi veya evlât edinilmesi, Kısıtlının vatandaşlığa girmesi veya çıkması, Bir işletmenin devralınması veya tasfiyesi, kişisel sorumluluğu gerektiren bir ortaklığa girilmesi veya önemli bir sermaye ile bir şirkete ortak olunması, Ömür boyu aylık veya gelir bağlama veya ölünceye kadar bakma sözleşmeleri yapılması, Mirasın kabulü, reddi veya miras sözleşmesi yapılması, Küçüğün ergin kılınması, Kısıtlı ile vasi arasında sözleşme yapılması. ​ Trabzon Velayet ve Vesayet Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Spor Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Spor Hukuku Davaları ​ Spor Hukuku, sporun sureleri arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümüne, spor ahlakı ve ve hukukun genel ilkeleri çerçevesinde çözüm arayan hukuk dalıdır. Profesyonel sporcu sözleşmelerinin düzenlenmesi Disiplin Hukuku meseleleri 6222 sayılı yasadan kaynaklanan davalar Sporcu transferinden doğan davalar Sporcu sözleşmelerinden kaynaklanan hak ve alacak davaları Spor Kazalarından doğan hallerde tarafların temsili Dopingle ilgili yetkili birimlere itiraz ​ Trabzon Spor Hukuku Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • İş Ve Sosyal Güvenli̇k Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Davaları ​ İş hukukunu işçi, işveren ve devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen ve inceleyen bir hukuk dalı olarak tanımlamak mümkündür İş hukuku, işçi haklarını, çalışma koşullarını, işçi ücretlerini, işçi sendikaları ve işveren-isçi ilişkilerini düzenler. İş hukukunu bireysel ve toplu iş hukuku şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. Bireysel iş hukuku işçilerin işverenler ile ilişkilerini düzenlerken, toplu iş hukuku ise işçi ve işverenlerin oluşturdukları sendikalar arasındaki ilişkileri düzenlenmektedir. İş uyuşmazlığı, işçi ile işveren arasında iş sözleşmesine bağlı olarak iş ilişkisi sebebi ile çıkan uyuşmazlıktır. Bir ya da birden çok işçi ile işveren arasında ortaya çıkan iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık, bireysel iş uyuşmazlığıdır. İşçilerin kollektif hakları ile, sendikal örgütlenme, toplu pazarlık ve toplu sözleşme süreci ile ilişkilendiği takdirde, toplu iş uyuşmazlığı olarak adlandırılır. İş hukukunun ulusal ve uluslararası kaynakları olarak; iç hukukumuzda 4857 sayılı İş Kanunu, Basın İş Kanunu, Deniz İş Kanunu, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu temel kaynaklar arasında yer almaktadır. Uluslararası kaynakların oluşumunda ise Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO), Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğinin önemli katkıları bulunmaktadır. Özellikle Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) oluşturduğu uluslararası sözleşmeler iş hukukunun önemli kaynakları arasında yer almaktadır. İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk İş hukukunda, işçi ve işveren arasındaki yıllık izin ücreti, fazla çalışma (fazla mesai) ücreti, maaş ve benzeri işçilik alacakları ile ihbar tazminatı, kıdem tazminatı ve benzeri tazminatların ödenmemesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda 01.01.2018 tarihinden itibaren arabuluculuk yoluna başvurma zorunlu hale gelmiştir. (7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3). İşe İade Davalarında da Arabuluculuk Zorunludur: İşe iade davaları, iş sözleşmesinin hukuka aykırı feshedilmesi halinde işçinin işine geri dönmesini sağlayan bir iş davası türüdür. İşçi, iş akdi feshedildikten sonra işe iade davası açmadan önce uyuşmazlığın arabuluculuk yoluyla çözülmesi için arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk ancak tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri konularda mümkündür. Daha açık bir ifadeyle; kamu düzenini ilgilendirmeyen ve cebri icraya elverişli konularda taraflar arabulucuya gidebilirler. Tarafların sözleşme konusu yapamayacakları konularda örneğin ceza davalarında, nüfus kaydına ilişkin davalarda veya çocukların velayetine ilişkin davalarda arabuluculuk mümkün değildir. ​ ARABULUCULUK SÜRECİNDE AVUKAT DESTEĞİ ​ Avukatların kişileri, Arabuluculuk süreçlerinde etkili ve yetkin olarak temsil etmesinin önemi büyüktür. Sistemin sağlıklı, güvenli etkin ve verimli bir şekilde işlemesi için avukatların arabuluculuk müzakere masasında taraf vekili olarak yer alması hak kayıplarının önüne geçmektedir. Özellikle işçi ve işveren ilişkilerinde işçinin işveren karşısında zayıf konumda olduğu aşikardır. Kanunda, tarafların arabulucuya başvururken ve tüm süreç boyunca eşit haklara sahip oldukları düzenlenmiştir. Eşitliğin ön planda olması gereken bir ortamda, işçinin eşit düzeyde olması ve kendini rahatça ifade ederek haklarını talep etmesi arabuluculuk sürecinde ancak avukatla temsili halinde mümkündür. İş ve Sosyal Güvenlik uyuşmazlıkları iş mahkemelerinde, iş mahkemesi bulunmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Başlıca iş davaları aşağıda sıralanmıştır. ​ İŞÇİ TARAFINDAN AÇILAN İŞ DAVALARI : ​ Kıdem ve İhbar Tazminatı Davaları İşçilik Alacakları Davaları (Maaş, ücret, prim, fazla mesai, yıllık izin ve tatil günleri alacakları) İşe İade Davaları İş Kazaları ve Meslek Hastalıklarından Doğan Davalar İşçilerin yaralanma, ölüm ve iş göremezlik durumlarından doğan davalar İşçi ve üçüncü kişiler açısından işverenin kusursuz sorumluluğundan doğan davalar Mobing ve kötü niyet tazminatlarına ilişkin davalar Hizmet Tespiti Davaları SGK kayıtlarının düzeltilmesi davaları ​ İŞVEREN TARAFINDAN AÇILAN İŞ DAVALARI : ​ Menfi Tespit Davaları İhbar Tazminatı Davaları Eğitim Bedelinin Tahsili Davaları İdari Para Cezalarına İtirazlar ​ Trabzon İş ve Sosyal Güvenlik Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Yargilama Süreleri̇ | Öksüz Hukuk Bürosu

    Yargıda Hedef Süre Nedir? ​ Mahkemelerin belirlenen süreler içerisinde davaları sonuçlandırmasını öngören ve Adalet Bakanlığı tarafından başlatılan ‘Yargıda Hedef Süre’ uygulaması 3 Eylül 2018’de başladı yürürlüğe girdi. ​ Adalet Bakanlığı tarafından başlatılan ‘Yargıda Hedef Süre’ uygulaması kapsamında, soruşturma ve davaların ne zaman sonuçlanacağına ilişkin belirlenen süreler önceden taraflara bildirilecek. Bakanlık, 220 soruşturma ve 1457 dava türü ile ilgili hedef süre belirledi. ​ Adaletin en makul sürede sağlanması amaçlanan “hedef süre”yi tutturamayan hakim ve savcılar, UYAP üzerinden “kırmızı” uyarı alacak ve gecikme nedenine ilişkin izahat verecek. ​ Türkiye’de yıllarca hatta yarım asır süren davalar bulunuyor. Her bir dava ve soruşturma için hedef süre öngören, hedeflenen sürede tamamlanamayan dava ve soruşturmaların hızlandırılması amacıyla çözümler üretilmesini ve bu sayede yargılama ve soruşturma sürelerinin kısaltılmasını amaçlayan bir dava yönetim sistemi olan “hedef süre”, 3 Eylül’de uygulanmaya başlandı. Uygulama, 1 Ocak 2019’dan itibaren de vatandaşlara tebliğ edilmeye başlanacak. Ancak “hedef süre”, uygulamanın başladığı, 3 Eylül’den sonra açılan soruşturma ve açılan davaları kapsayacak. Yani uygulama, bu tarihten önceki dava ve soruşturmalar için geçerli olmayacak. ​ Soruşturma ile ilgili hedef süreler savcılık, dava ile ilgili hedef süreler ise mahkemeler tarafından taraflara bildirilecek. Yapılan çalışmayla 220 soruşturma türüyle ilgili hedef süre belirlendi. Ayrıca bin 457 dava türüne hedef süre konuldu. Davalarla ilgili hedef süreler hukuk, idari ve ceza yargılamaları şeklinde 3 başlık altında toplandı. Ceza yargılamalarındaki hedef süreler belirlenirken mahkemelerin derdest dosya puanı (dosya sayısı) dikkate alındı. Buna göre, kasten adam öldürme, zimmet, rüşvet, resmi belgede sahtecilik, silahlı örgüt üyesi olmak, casusluk ve anayasal düzene karşı işlenen suçlar gibi ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlardan açılan davaların mahkemenin dosya puanına göre 300 ile 390 gün arasında bitirilmesi hedefleniyor. Yine 10 yıl veya daha az hapis cezası gerektiren dava ve işlere bakmakla görevli asliye ceza mahkemeleri için de hedef süre dosya puanına göre belirlendi. Bu mahkemelerin görevine giren suçlara ilişkin davalara 300 ile 390 gün hedef süresi konuldu. Bu suçların arasında vergi kaçakçılığı, ihaleye fesat karıştırma, cinsel saldırı, tehdit, şantaj, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hırsızlık, mala zarar verme, parada sahtecilik, Cumhurbaşkanına hakaret gibi suçlar bulunuyor. ​ Hakim ve savcılar dosyanın hedef süresine ilişkin aşamaları renkli çizelgeyle takip edebilecek. Buna göre, yargılama başladığında davaya ilişkin hedef süre çizelgesi “yeşil” olarak görülecek. Hedef sürenin yarısına ulaşıldığına bu renk “sarı” olacak. Ancak belirlenen hedef sürenin sonlarına gelindiğinde sistem “kırmızı” uyarı verecek. ​ Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yazılım ile hakim ve savcıların UYAP ekranlarından öngörülen hedef süreleri görebilmeleri sağlandı. Sisteme, hukuk, idari yargı ve ceza davaları için ayrı ayrı “gecikme nedeni paneli” de eklendi. Hedef süre geçtikten sonra davayı karara bağlayanlar söz konusu davanın gecikme nedenini gerekçelendirmesi gerekecek. Buna göre, hakim, panelde bulunan 15 civarındaki gerekçeden birisini işaretleyecek. Eğer panelde uygun bir gerekçe yoksa hakimin belli bir karakteri geçmeyecek şekilde gecikme nedenini sisteme yazması gerekecek. ​ Uygulama ile taraflar, soruşturma ve davanın ne kadar süre içerisinde sonuçlanacağını bilecek. Bunun yanı sıra uygulama sayesinde yargılamayı uzatan sorunlar tespit edilecek. Ayrıca her bir davanın ortalama duruşma süresi ve sayısı, bir dosyanın tebligatta geçen ortalama süresi, dosyanın bilirkişide geçtiği ortalama süreleri gibi istatistiki veriler bu sistem üzerinden elde edilebilecek. Ardından yargılamaların adil ve daha hızlı bir sürede sonuçlandırılması için yargılamaları uzatan nedenlerin bilimsel tespiti yapılarak çözümler üretilecek ve böylece uzun süren yargılamalar nedeniyle hak ihlali yaşanmasının önüne geçilecek. ​ Hedef sürelere ilişkin ölçümleme bilgileri her yıl Ocak ayı başında Cumhuriyet Başsavcılıkları ve Adalet Komisyonu Başkanlıklarının ilgili UYAP ekranında gösterilecek. Başsavcılıklar ve Adalet Komisyonu Başkanlıkları, yaşanan gecikmelerin sebepleri ile çözüm önerilerine ilişkin rapor hazırlayıp Hakimler ve Savcılar Kurulu ve Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’na gönderecek. Hazırlanan bu raporlar daha sonraki yıllarda soruşturma ve yargılamalar için hedef süre belirlenirken dikkate alınacak. Ayrıca bu rapordaki veriler, HSK Teftiş Kurulu tarafından adli yargı hakim ve savcıları ile idari yargı hakimlerinin denetiminde esas alınacak. Hedef süre uygulaması ile ilgili hakim ve savcılar ile vatandaşlar için bir tanıtım kitapçığı hazırlanacak. Bu kitapçıkta, hedef sürenin kapsamı, nasıl uygulanacağı ve hedef sürelerin nasıl öğrenileceğine ilişkin bilgiler yer alacak. Hedef süreleri, soruşturma aşamasında, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığa başvurularak soruşturma bürosu tarafından verilecek belge ile bildirilecek. Ceza davalarında, sanık ve müdafi iddianame ekinde gönderilen belgeyle, şikayetçi ve mağdur ise duruşma gününü bildiren çağrı kağıdıyla gönderilen belgeyle hedef süreyi öğrenebilecek. İdari yargı ve hukuk davalarındaki davacılar dava açılırken verilen tevzi formuyla, davalı da dava dilekçesi ekinde gönderilecek tevzi formuyla hedef süreyi öğrenecek. ​ ​ HUKUK DAVALARI İÇİN HEDEF SÜRELER Vesayet davası (satışa izin) 90 gün İcra takibine itirazın kaldırılması 180 gün Boşanma davası (çekişmeli) 300 gün, Kiralananın tahliyesi davası (Borçlar Kanunundan kaynaklanan) 300 gün Babalık davası 330 gün Alacak davası (kira alacağı) 450 gün Alacak davası (işçi ve işveren uyuşmazlığına ilişkisinden kaynaklı) 540 gün Alacak davası (Satım sözleşmesinden kaynaklanan) 330 gün Tazminat davası (haksız fiilden kaynaklanan) 450 gün Tapu iptali ve tescili davası 730 gün ​ Trabzon Arabulucu & Avukat Ayşe Öksüz Zıvalı / 0505 886 11 93

  • Trabzon İş Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    İŞ HUKUKU, KAPSAMI VE AMACI ​ İş, işçi, işveren gibi konuları ele alan, işçi ve işveren arasındaki ilişkiyi düzenleyen ve inceleyen hukuk dalına İş Hukuku denir. İş Hukukunun kapsamında özellikle işçi ve işveren yer almaktadır. Bu bakımdan kanunda yapılan işçi ve işveren değerlendirmeleri büyük önem arz etmekte olup, aradaki uyuşmazlığa hangi hukukun uygulanacağının bulunmasında önemli rol oynamaktadır. İŞ HUKUKUNA İLİŞKİN UYUŞMAZLIKLAR VE UYGULANACAK KANUNLAR ​ İş hukukuna ilişkin düzenlemelerin asıl olarak 4857 sayılı İş Kanunu ‘nda yer almaktadır. İş hukuku alanında bir uyuşmazlığın doğması halinde, ilk olarak bakılması gereken 4857 sayılı İş Kanunu ’dur. Bunun yanı sıra; işin niteliğine veya işçinin durumuna göre 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunu, 854 sayılı Deniz İş Kanunu, 5953 sayılı Basın İş Kanunu, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu … gibi kanunlarda iş hukukuna ilişkin özel düzenlemeler bulunmaktadır. Ayrıca bazı durumlarda 6098 sayılı Borçlar Kanunu uygulama alanı bulmaktadır. ​ İŞE İADE DAVASI VE İŞE İADE DAVASI AVUKATI ‘NIN ÖNEMİ ​ İş Kanunu' ca işçiyi korumakta olup, iş güvencesi kapsamında birtakım haklar tanımaktadır. Bu haklar sınırsız ve kesin olmamakla birlikte, işçinin işverene karşı daha dik bir şekilde durabilmesini sağlamaktadır. İşe iade de bu haklardan bir tanesi olup, işverenin keyfi davranışlarının önüne geçmek amaçlanmıştır. Ancak şunu da unutmamak gerekir; işvereni çalışmak istemediği işçi ile çalışması yönünde emir verilemez. Zorlayabilir ancak mecbur bırakamaz. Yani, işveren, bir işçiye çalışmak istemiyorsa, bunun için şart ve yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir. ​ İŞE İADE DAVASI NEDİR? ​ İş Kanunu'ndaki 18 19 20 21 22 ve 29 maddeler işverenin iş akdini nasıl sonlandırabileceğini düzenlemektedir. İşe iade davası, işverenin işçinin iş akdini haksız bir nedenle sonlandırması halinde, iş akdi haksız fesih edilen işçinin açabileceği bir dava türüdür. Ancak tek başına iş akdinin haksız sonlandırılması yeterli olmayıp, işe iade davası için diğer şartları da taşıyor olmak gerekir. Davanın ne kadar sürede açılacağı, işe iade davasını kimlerin açabileceği, kimlerin işe iade davası açamayacağı gibi hususlar 4857 sayılı İş Kanunu içerisinde belirtilmektedir. ​ İŞE İADE DAVASI ŞARTLARI NELERDİR? ​ – Haksız nedenle iş akdi feshedilen kişinin işe iade davası açabilmesi için işyerinde 30 veya daha fazla kişinin çalışıyor olması gerekir. Bu 30 kişi iş akdinin sonlandırıldığı tarih dikkate alınarak hesaplanır. - İşe iade davası açmak istiyorum diyen kişinin, o iş yerinde en az altı aylık çalışmasının bulunması gerekir. Altı aydan az kıdeme sahip işçiler işe iade davası açamaz. – İş akdi haksız sonlandırılan işçi ile iş yeri arasındaki belirsiz süreli iş sözleşmesinin olması veya işin niteliği gereği belirsiz süreli iş sözleşmesi şeklinde olması gerekmektedir. – İşe iade davası açabilmek için iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedilmesi gerekir. Yani iş akdini kendisi sonlandıran işçi işe iade davası açamaz. – İşe iade davası açılabilmesi için fesih, geçerli bir sebep dışında gerçekleşmiş olmalıdır. Hangi durumlarda iş akdinin feshedileceği 4857 sayılı İş Kanunu içerisinde yer almaktadır. – İşe iade davası, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili sıfatında ya da işveren vekili yardımcısı sıfatındaki kişiler tarafından açılamaz. ​ KİMLER İŞE İADE DAVASI AÇABİLİR? ​ İşe iade davası, iş akdinin işveren tarafından haksız fesih edilmesinden itibaren 30 gün içerisinde arabulucuya başvurması, arabulucuda düzenlenecek arabulucu anlaşmazlık tutanağı sonrasında iki haftalık süre içerisinde dava açılması gerekir. Bu dava süresi içerisinde açılmazsa dava hakkı sona erer. İşe iade davası, iş akdi haksız sonlandırılan işçi tarafından, 30 ve üzeri işçi çalıştıran işverene karşı açılır. Mahkemece, işe iade davası sonucunda, haksız feshin tespitine ve işçinin iadesine karar verilir. İŞE İADE DAVASI AÇMA SÜRESİ NE KADAR? ​ İş Kanunu madde 20/1 gereği; İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Bu süre içinde arabulucuya başvurmayan ve arabuluculuk anlaşmazlık sonrasında belirtilen iki haftalık süre içerisinde dava açmayan işçi işe iade davası açamaz. ​ İŞE İADE DAVASI NE KADAR SÜRER? NE KADAR ZAMANDA SONUÇLANIR? ​ İşçinin hakkının korunması amacıyla kanunda, işe iade davalarının sonuçlanacağı süre öngörülmüştür. Uygulamada her ne kadar bu sürelere, İş Mahkemelerinin iş yükü, usulü işlemlerin vakit alması vs. nedeniyle riayet edilemese de işçi bakımından kanun koyucu tarafından koruma sağlanmak istenmiştir. Bu hükme göre işe iade talebiyle açılacak dava, 2 ay içerisinde sonuçlanmalı ve temyizi de 1 aydan önce tamamlanmalıdır. ​ İŞE İADE DAVASI NEREDE VE HANGİ MAHKEMEDE AÇILIR? ​ İşe iade davalarında görevli mahkeme, İş Mahkemeleri’ dir. Dava işçinin çalıştığı yer veya işverenin adresinde bulunan iş mahkemelerinde görülür. İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde açılacak işe iade davalarına Asliye Hukuk Mahkemesi, iş mahkemesi sıfatıyla bakar. ​ Trabzon İş ve İşçi Davaları Avukatı Arabulucu & Avukat Ayşe Öksüz Zıvalı / 0505 886 11 93

  • Trabzon Bi̇li̇şi̇m Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Bilişim Hukuku Davaları ​ Bilişim Hukuku, teknolojik gelişmeler çerçevesinde teknik, ekonomik ve toplumsal alanlarda kullanılan bilginin, elektronik ve benzeri makineler aracılığıyla toplanması, işlenmesi, saklanması ve korunması ile bunlardan doğan ihtilafların çözümü ile ilgilenen hukuk dalıdır. ​ HİZMET VERDİĞİMİZ BİLİŞİM HUKUKU DAVALARI ​ Alan adı uyuşmazlıklarından doğan davalar, Erişim engelleme kararları, Web sitelerinin içeriğinin yayından kaldırılması, cevap ve düzeltme haklarının kullanılması, İnternet yoluyla işlenen hakaret, tehdit ve şantaj suçları, Bilişim sistemini bozma ve engelleme suçları, Bilişim sistemindeki verileri değiştirme, bozma, kopyalama ve yok etme suçları, Banka ve kredi kartların kötüye kullanılması suçu, Diğer bilgisayar, bilişim ve internet suçları. Mesafeli alım-satım sözleşmeleri, Kişisel verilerin korunması ve kişisel bilgi kullanımı amaçlı teyitler, Reklam amaçlı ya da diğer önemsiz e-posta trafiği, Kişisel ya da kurumsal sistemlere yönelik haksız fiiller (hacking), Alan adı ve hizmet sağlayıcı işlemleri, erişim engelleme kararları ​ Trabzon Bilişim Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Komşuluk Hukuku Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Komşuluk Hukuku Davaları Komşuluk hukuku, Türk Medeni Kanununa göre, birbirine komşu olan taşınmaz maliklerinin birbirine karşı hak ve yükümlülüklerini düzenleyen hukuk kuralları bütünüdür.” Komşuluk hukuku kurallarının bir bölümü özel hukuk, bir bölümü de kamu hukuku alanına girmektedir. Özel hukuk alanındaki komşuluk hukuku kuralları hemen bütünüyle Türk Medeni Kanunu’nun ayni haklar bölümünde yer almaktadır. Komşuluk Hukuku gereğince yükümlülükler üç başlık altında toplanır. ​ 1) Mülkiyet hakkından doğan bazı yetkileri kullanmama yükümlülüğü, 2) Katlanma yükümlülüğü, 3) Bazı edimlerde bulunma yükümlülüğü. Kamu hukuku alanındaki komşuluk huku­ku kuralları büyük ölçüde idare hukuku mevzuatında öngörülmüştür. Bunlardan en önemlileri Çevre Kanunu ve İmar Kanunu’ dur. Komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi, Taşkın İnşaat Davaları Eski hale getirme Davaları Tazminat Davaları Çevre Kirliliği Davaları İmar Kirliği Davaları ​ Trabzon Komşuluk Hukuku Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon Fi̇kri̇ Ve Sinai̇ Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Fikri ve Sınai Haklar Davaları ​ Fikrî mülkiyet hukuku, iktisadi değer taşıyan fikrî emek ürünlerini koruyan bir hukuk dalıdır.Fikrî mülkiyet hukuku, telif hakları ve sınai mülkiyet hakları olmak üzere iki ana unsurdan oluşmaktadır. Telif hakları, eserin meydana getirilmesiyle kendiliğinden doğar. Koruma, eserin kamuya sunuluşu ile kendiliğinden sağlanmaktadır. Bunun için bildirim ya da tescil gibi bir prosedüre ihtiyaç bulunmamaktadır. Sınai mülkiyet haklarında ise korumanın sağlanması için, ilgili buluşun, tasarımın, markanın vs. tescil ettirilmesi gerekmektedir. ​ HİZMET VERDİĞİMİZ FİKRİ VE SINAİ HAKLAR DAVALARI ​ Marka davaları Patent Davaları Eser sahibinin tespiti davası, Saldırının Men’i davaları Tecavüzün Ref’i davaları, Manevi Haklara Tecavüzden Doğan Ceza Davaları Mali Haklara Tecavüzden Doğan Ceza Davaları Bağlantılı Haklara Tecavüzden Doğan Ceza Davaları Koruyucu Programları Etkisiz Kılmaya Yönelik Hazırlık Hareketlerinden doğan Ceza Davaları Bağlantılı Hakların korunmasına ilişkin tedbirler Fikri Haklara ilişkin tazminat davaları Mali Hakların Korunmasına ilişkin tedbirler Mali Haklara tecavüze ilişkin olan tazminat davaları Türk Patent Enstitüsü kararlarına karşı açılan davaları, Taklit ürünlerle ilgili el koyma ve toplatma davaları, Taklit markalı malları gümrüklerde el konulması işlemleri, Tasarıma tecavüzün durdurulması Taklit tecavüzden doğan tazminat davaları, Tasarımların benzerliği sebebiyle haksız rekabet davaları, Tasarım iptali davaları, hükümsüzlük davaları, ​ Trabzon Fikri Sınai Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Avukatlık Danışma Hizmeti | Öksüz Hukuk Bürosu

    Arabulucu & Avukat Ayşe ÖKSÜZ ZIVALI TRABZON BAROSU DANIŞMA ONLİNE ÖDEME YARGI MASRAF AVUKATLIK ÜCRETİ YARGILAMA SÜRELERİ PRACTICE AREAS ÇALIŞMA ALANLARIMIZ HUKUK DAVALARI TAKİP İŞLEMLERİ CEZA DAVALARI İDARİ DAVALAR DAVA KONUSUNA GÖRE DAVA TÜRLERİ MEDENİ HUKUK GAYRİMENKUL HUKUKU TAZMİNAT DAVALARI DİĞER DAVALAR BOŞANMA/MAL PAYLAŞIMI VELAYET VE VESAYET MİRAS KOMŞULUK NÜFUS KAT MÜLKİYETİ TAPU İPTALİ VE TESCİL KADASTRO KAMULAŞTIRMA KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA MEN-İ MÜDAHELE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ TAZMİNAT TİCARET BİLİŞİM FİKRİ VE SINAİ HAKLAR İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK SİGORTA TÜKETİCİ İCRA/İFLAS SPOR SAĞLIK KİRA İDARE VE VERGİ CONTACT İLETİŞİM Çarşı Mah. Kahramanmaraş Cad. Bina No:39 Yıldırımlar İş Hanı Kat:3 No:37 Ortahisar / Trabzon Mobil : +90 505 886 11 93 Sabit Tel : +90 462 411 11 93 E-Posta : ayseoksuz@trabzon.av.tr SOSYAL MEDYA YASAL UYARI Bu sitedeki bilgiler hukuki tavsiye niteliğinde değildir. Site içeriği, hiçbir şekilde site ziyaretçileri ile Av.Ayşe Öksüz Zıvalı arasında vekil-müvekkil ilişkisi kurulmasına yönelik yorumlanamaz. BAĞLANTILARIMIZ ANASAYFAYA DÖN

  • Trabzon Ti̇caret Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    Ticaret Hukuku Davaları ​ Ticaret hukuku, hukukun, ticaretle ilişkili tüm mevzuatı kapsayan bir alt dalıdır. Bireyler ve şirketler arasındaki ticari ilişkileri düzenler. Hükümler, temel olarak Ticaret Kanunu’nda toplanmıştır (6102 sayılı yasa). Ayrıca Sermaye Piyasası Kanunu, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu ticaret hukuku kanunlarındandır. Ticaret hukukunun genel kavramları; tacir, ticari işletme, ticaret sicili, ticaret unvanı, haksız rekabet, ticari defterler, cari hesap, ticari işler tellallığı, acentelik, ticaret ortaklıkları başlıklarında tanımlanır. Ticaret ortaklıkları kolektif, komandit, anonim, limited, kooperatif ortaklıklarıdır. Ticari Belgelerle ilgili hukuk, kıymetli evrak başlığında toplanmıştır. Düzenlenme biçimleri nama yazılı ve hamiline yazılı olur. Kıymetli evrak poliçe, bono, çek, emtia senetleri, taşıma senetleri türlerindendir. Ticari Sözleşmelerin Tanzimi Şirket Birleşmeleri ve Devralmaları Haksız Rekabet Davaları İflasın Ertelenmesi Davaları Türk Ticaret Kanunu’ ndan Doğan Sair İhtilafların Çözümü ​ Trabzon Ticaret Davaları Avukatı Ayşe Öksüz Zıvalı

  • Trabzon İdari Davalari Avukati | Öksüz Hukuk Bürosu

    İdare ve Vergi Hukuku Davaları ​ İDARİ DAVA NEDİR? ​ Devlet kurumları tarafından yapılan işlemlere karşı dava açılan davalara İdari Dava denir. İdari davalarda mahkemelerce idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğu denetlenir, yerindeliği denetlenmez. İdari davalar idare mahkemesinde, vergi mahkemesinde veya Danıştay’da görülür. ​ İdare mahkemesi ; idarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerine karşı açılan idari davalara bakmakla görevli temel mahkemelerden biridir . ​ İdare mahkemeleri, vergi mahkemelerinin görevine giren davalar ve ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülen davalar dışındaki tüm iptal davaları (bir idari işlemin hukuka aykırı olması nedeniyle iptal edilmesi talebiyle açılan idari davalar) ve tam yargı davalarında (idari işlem veya eylemler nedeniyle zarar görenlerin idare aleyhine açtıkları tazminat davaları) yargılama yapar. Vergi mahkemesi ; idarenin vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin iptal ve tam yargı davalarına bakmakla görevli idari mahkemedir. Vergi mahkemeleri; genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davalar, yukarıdaki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davalar ve diğer kanunlarla vergi mahkemesine verilen davalarda yargılama yapar. ​ İDARİ DAVA HANGİ İŞLEMLERE KARŞI AÇILIR? ​ İdarenin hukuka aykırı olarak gerçekleştirdiği iş ve işlemlerin iptali ve uğranılan zararın tazmini için açılır. Dava açılması için ilgili işin idare (bir kamu kurumu) tarafından yapılmış olması gerekir. Ayrıca bu işlem kesin olarak tamamlanmış olmalıdır. Eğer idari işlemin tesisi devam ediyorsa, başka bir makamın onayına ihtiyaç varsa, veya verilen karara karşı başvuru yaparak kararın değiştirilmesini talep etmek imkanı varsa o işlem kesin olarak tamamlanmamış demektir. Önce idari yolların tüketilmesi gerekir. ​ İDARİ DAVA HANGİ SÜREDE AÇILIR? ​ İdare tarafından yazılı bildirim (tebligat) yapılmasını takiben Vergi Mahkemelerinde 30, İdare Mahkemelerinde veya Danıştay’da 60 gün içerisinde dava açılması gerekir. Özel kanunlarda düzenlenen dava açma süreleri saklıdır. ​ İDARİ YARGI ALANINDA GÖREV YAPAN MAHKEMELER : ​ İdare Mahkemeleri (İlk derece mahkemesi) Vergi Mahkemeleri (İlk derece mahkemesi) Bölge İdare Mahkemeleri (İstinaf mahkemesi olarak görevli) Danıştay (Temyiz mahkemesi ve bazı idari davalar için ilk derece mahkemesi olarak görevli). ​ İDARE VE VERGİ HUKUKU ALANINDA AVUKATLIK HİZMETİ SUNDUĞUMUZ BAZI DAVALAR: ​ Tam yargı davaları (İdarenin eylem ve işleminden kaynaklanan tazminat ve alacak davaları) İdari İşlemin İptali davaları Memur disiplin cezalarına ilişkin davalar Her türlü vergi / ceza ihbarnamelerinin iptali davaları, Ödeme emrinin iptali davaları, Haczin, e-haczin, ihtiyati haczin ve ihtiyati tahakkuk ile satış işleminin iptali davaları, Vergi Hukukundan kaynaklanan diğer davalar ​ İdari Davalar ve Vergi Davalarınız için iletişim bölümünden bize ulaşabilirsiniz. ​ Trabzon İdari ve Vergi Davası Avukatı Arabulucu & Avukat Ayşe Öksüz Zıvalı

bottom of page